Evet, ben bir seri katilim. Tiksinmeyin benden hemen, ben de sizin gibi insan evladıyım. Daha doğrusunu söylemek gerekirse zamanında öyleydim. Ta ki öldürme zevkini tadana kadar. Bir zamanlar ben de sizin gibi düşünürdüm: Öldürmek günahtır. Oysa şimdi birilerini öldürmeden duramıyorum. Bir çeşit hobi haline geldi bu iş. Onu bunu boş verin de ben size şu seri katilliğe nasıl başladığımı anlatıyım.
Tam iki yıl önceydi. Güzel bir bahar sabahıydı. Ailemle hoş bir kahvaltı yapmıştık. Harika bir mutluluk tablosu çiziyorduk o zamanlar. Herkes bizim o muazzam mutluluğumuzu kıskanıyordu.Evin her yerine nazar boncukları koyardık bu mutluluk hiç bitmesin diye. Öf, niye anlatıyorum ki bu safsataları size. Siz şimdi kanlı, vahşet dolu anları anlatmamı bekliyorsunuz benden. Peki, konuya geri dönüyorum. Evet, nerde kalmıştık? Kahvaltıyı yaptıktan sonra etrafa gülücükler saçarak işime gittim. (Bilgisayar mühendisiydim.) İşyerine gittiğimde bizim o hoş işyeri binamız karmakarışık bir şantiyeye dönmüştü. O an aklıma geldi: O hafta işyerinde tadilat vardı ve işler evde yapılacaktı. Ne de olsa bilgisayardı tek ihtiyacımız olan şey. Bilgisayar nerde iş ordaydı. Belki aranızda bazılarının aklına şu soru geliyordur: ’’Eski işini hiç özlüyor musun? ‘’ Cevabım hayır. Çünkü o işten dolayı çok asosyal biri haline gelmiştim. Bütün gün dört duvarın içindeyim. Çayırlara, çimenlere, kuş ötüşlerine hasret kalmıştım. Şimdi öyle mi, bütün gün dağ bayır geziyorum. (Polislerden kaçmak için) Ciğerlerim bayram ediyor. Bak yine konudan saptık. İşyerini öyle görünce eve geri dönmeye karar verdim. Yavaş adımlarla evime doğru yol aldım. Şimdi çocuklar okuldadır, ne güzel karımla gezeriz diye düşündüm.
Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra evime vardım.Uzun zamandır o kadar yürümemiştim, çok iyi geldi yürüyüş. Hemen gözlerim karıma aldığım kırmızı son model arabayı aradı. Arabayı o yıl ona doğum gününde almıştım. Araba olmadığına göre bir yerlere gitmişti. Hatırladığıma göre karımın o gün hiç işi yoktu. Bütün gün evde kalacaktı. Belki kardeşini görmeye gitmiştir diye düşündüm. Eve girdim, odama çıktım ve işlerimi yapmaya başladım.
Yarım saat sonra bir araba sesi duyuldu .Araba bizim garaja girdi seslerden anladığım kadarıyla Ben de işime devam ettim. İşimi bitirince ona sürpriz yapacaktım. İşimi daha bir hızlı yaptım karımı şaşırtmak için ama asıl o beni şaşırtacaktı. İşim yarım saat sonra bitti. Masamdan kalktım, bilgisayarımı kapattım ve odadan sessizce dışarı çıktım. Sessiz ve yavaş adımlarla yatak odamıza doğru yol aldım. Tam kapıya yaklaştığımda odanın içerisinden sesler geldiğini fark ettim. İlk önce karımın sesini duydum ama biraz daha kulak kabartınca bir erkek sesinin de içeriden geldiğini fark ettim. O an yüzümün halini görmeliydiniz, daha iki dakika önce gülücüklerle kaplı olan yüzüm sinirden buruşmuştu. Kalbimin çarpışını duyuyordum, kalp krizi geçirecek kadar heyecanlanmıştım. Sonra gücümü topladım ve sakinleştim orada. İçeride karımla bir adam seks yaparken ben orda sakinleşmeye çalışıyordum. Belki bu size acayip gelebilir ama hiç öyle değil. Çünkü bir seri katil olmak için soğukkanlı ve rahat olmalısınız. Beni diğer seri katillerinin çok iyi anladığına eminim ama sizin gibi normal insanlar beni kolay kolay anlayamazlar.
Kapının önünde topu topu iki dakika bekledim ama sanki bana bir asırmış gibi geldi. Kafamdan bin tane farklı düşünce vardı. Ne yapmalıyım diye düşündüm bir dakika, sonra aklıma hiçbir şey gelmeyince bir hışımla içeri daldım. Gördüğüm manzara iğrençti. Benim yatak odamda en iyi arkadaşım karımı beceriyordu. Oysa ikisine de çok güvenirdim. Asıl aptalca olan arkadaşım da bizim iş yerinde çalışıyordu. Yani o da biliyordu bu hafta işe gitmeyip evde çalışacağımı. Merhum düşünememiş demek ki.
İçeri daldığımda hemen işlerini bıraktılar ve ayağa kalktılar heyecanla. Sonra benim olduğumu fark edince yüzlerindeki heyecanın yerini korku aldı. İkisinin de gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Ağızlarından tek kelime çıkmıyordu. Ben ise orda durmuş ikisine bakıyordum. Yüzümde tiksinme ifadesi vardı herhalde. Çünkü o an midem bulanıyordu. Odama baktım, çok özeldi benim için bu oda. Ne güzel anlar yaşamıştım bu odada. Özel dayayıp döşemiştim. Demek ki sırf kendim için değil başkaları içinde yapmışım o odayı.
Yatak odama bir daha bu sefer aldatılmış koca gözüyle baktım. O şirin aşk odamız ihanet odasına dönüşmüştü. Artık o hoş kırmızı perdeler gözüme hiç hoş gelmiyordu. Benim özel olarak alıp getirdiğim şaraplar açılmış da içilmişti bile. Bitirdikten sonra da ortalıklara atmışlardı. İşte o an aklıma çok zekice bir fikir geldi. Bu şarap şişelerini kullanabilirdim aynı filmlerdeki gibi.
Hemen bir şişe kaptım yerden ve bir hamleyle yatağın tahtasına vurarak kırdım. Şişe tarafından tutup o sipsivri kıvrımlarına baktım şişenin. Şimdi siz merak ettiniz kesin:Bu arada karımla en iyi arkadaşım ne yapıyordu? İkisi de korkusundan donup kalmışlardı. Ben şişeyi kırdığımda bir çığlık attılar sadece. Yapma,etme gibi saçma sapan laflar söylemeye çalışıyorlardı herhalde. Çünkü kulağım hiçbir şeyi duymaz olmuştu. Sadece bazı hırıltılar vardı. İkisi de cüsse ve güç bakımından benden çok zayıftı. Ondan ölümden korkuyorlardı. Aynı filmlerdeki gibi onları öldürmemden korkuyorlardı gözlerinden belliydi. Haklıydılar, onları paramparça edecektim ama ilk kimi öldüreyim diye düşünüyordum.
Karımı öldürmeye karar verdim. İhaneti affedilemezdi. Ölüm onun için güzel bir cezaydı ama onun ölümü yavaş ve acı verici olacaktı. Bir iki adım attım ona doğru. Hemen çığlıklar atarak geri çekildi. Bir de üstüne üstlük ağlamaya başladı. Güldüm çünkü daha çok ağlayacaktı işkencelerimden dolayı. Ona yaklaşırken arkadaşım üstüme saldırdı ama ne saldırma. 1.65 boyu ve 50 kiloluk bir cüsseyle. Çıldırmış olmalı bu kadar güçsüz biri bana ne yapabilirdi ki. Ben ise 1.90 boyumla ve 90 kilomla onun karşısında bir devdim. Onun tam yüzünün ortasına yumruğu indirdim, hemen yere yıkıldı. Burnunu kırmıştım, ağzı yüzü kan içinde kalmıştı. Hemen bayıldı herhalde, hiç kımıldamıyordu. Karım ise çığlıklara devam etti. Şu kadın çığlıklarına sinir oluyorum, kulağımı tırmalıyor. Bak yine en heyecanlı yerde kestim. Bir daha yapmayacağım söz veriyorum:Seri Katil Sözü.
O aşağılığın yanına gittim. Hüngür hüngür ağlıyordu. Elimi o narin yüzüne götürdüm. Teni çok yumuşaktı. Saçların okşadım yavaşça. Ağlamayı bıraktı ve gözüme utangaç bir halle baktı. Benim onu affettiğimi sanmış olmalı. Oysa onu affedemezdim, bu imkansızdı.
Saçların okşarken aniden onu aldım ve duvara vurdum. Kafası duvarı kana buladı.Allah kahretsin şimdi ölmemeliydi. Daha ona işkence çektirecektim. Şişeyle derisini yüzecektim,paramparça edecektim. Ama bayılmıştı, beyin kanaması geçiriyordu büyük ihtimal. Kafama koyduğum şeyi yapmalıydım. Yere bıraktığım kırık şişeyi aldım ve işe koyuldum. Derisini yavaşça sıyırdım etinden. Kan oluk oluk akıyordu vücudundan. Yüzünü paramparça edene kadar yırttım, artık tanınmaz haldeydi. Çene kemiği, burun kemiği ve elmacık kemikleri o kıpkırmızı deryada bembeyaz parlıyordu. Sonra gövdesine daldırdım şişeyi. Defalarca ve defalarca… Ağzım yüzüm kan içinde kalmıştı. Yüzümdeki kanları sildim ama kan dudaklarıma geldi ve oradan da ağzımın içine. Tadı muhteşemdi. Belki şu an bazılarınız yüzünüzü buruşturuyorsunuzdur ama bazılarınız kan tadını çok iyi bildiğiniz için dudaklarınızı kanatıp o mükemmel sıvının tadına bakıyorsunuzdur.Hepinize öneriyorum insan kanını. Bundan güzel bir içki olamaz. Sonra ne mi yaptım, karımın kanını içtim. Mideniz bulanmasın ama. Peki bundan sonrasını anlatmayayım. İşte böyle başladım seri katilliğe. Ha, bu arada arkadaşıma ne yaptım diye merak edersiniz. Karımı öldürdükten sonra onu unuttum ve kaçtım ama gazeteler öğrendiğime göre beyin kanamasından o da ölmüş. Amma da koftiymiş bir yumrukla devrilip kafayı yere sertçe vurunca beyin kanaması geçirmiş. Sözün kısası it gibi ölmüş. Ohh iyi olmuş.
(( alıntıdır..! ))
Çarş. Şub. 28, 2007 7:13 am
ben deilim alıntıdır yazıo gormuonuz mu hem karımı oldurdum dıoo alam yha 
Saol Canım samedle serkkan hp dalgada:D